DSİ 24.Bölge
Müdürlüğü Konferans Salonunda, Kars
Valisi Sayın Türker ÖKSÜZ başkanlığında gerçekleştirilen Aras Havzası Havza
Yönetim Heyeti toplantısına; Ardahan Valisi Sayın Hüseyin ÖNER, Iğdır Valisi Sayın
Hüseyin Engin SARIİBRAHİM, Ağrı Valisi Sayın
Osman VAROL, Erzurum Vali Yardımcısı Sayın Hamdullah Suphi ÖZGÖDEK, DSİ 24. Bölge Müdürü Sayın Şükrü BAYSAL ve
Aras Havzası’nın içerisinde Kurum yetkilileri katıldı. 18 Ocak 2019 tarih ve
30659 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Havza Yönetimi Merkez Kurulu, Havza
Yönetim Heyetleri Ve İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurullarının Teşekkülü,
Görevleri, Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Tebliğe istinaden gerçekleştirilen
toplantı saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
Toplantının
açılış konuşmasını yapan DSİ 24. Bölge Müdürü Sayın Şükrü BAYSAL, “İklim
değişikliği bir neticesi olarak daha önceleri kısa ve uzun vadeli yağan
yağışlar öyle ki 1 yılda yağması gereken yağış yurdumuzun değişik yerlerine 1
saatte düşebilmektedir. Bu da tabi ki şiddeti fazla olduğu için taşkınlara
sebebiyet vermektedir. Bu nedenle dere yataklarına yapılan müdahalelere karşı
toplumumuzun ve idarecilerimizin toplumsal farkındalık oluşturulması, bu konuda
bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir.” dedi.
Kars Valisi
Türker Öksüz ise “Dünya yüzeyinin yaklaşık %71’i sularla kaplıdır. Yeryüzündeki
su kaynaklarının yaklaşık %97,5’ini suları tuzlu olan deniz ve okyanuslar;
%2,5’lik kısmını ise buzullar, yer altı ve yer üstü suları oluşturmaktadır.
Tatlı suların yaklaşık %99,7’lik kısmı buzullar ve yer altı sularında
bulunmaktadır. Dolayısıyla yeryüzündeki tatlı suların çok az bir kısmı yani
binde 3’ü yüzey sularından oluşmaktadır. Temel yaşam kaynağı olan suyun önemi
her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle; su ve su kaynaklarının korunması ve
etkin şekilde değerlendirilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Yeryüzündeki su
kaynaklarının çok az bir kısmı içilebilir ve kullanılabilir durumdadır.
Günümüzde dünya nüfusu hızla artmakta, buna karşılık içilebilir ve
kullanılabilir su kaynakları ise azalmaktadır. Bu durum da, suya olan ihtiyacın
her geçen gün daha da artmasına neden olmaktadır.” ifadesini kullandı.
“Birçok ülke
şimdiden su sıkıntısıyla karşı karşıya kalmış vaziyettedir.” diyen Öksüz,
“Dünya nüfusunun %30’undan fazlası yetersiz su kaynağı problemiyle mücadele
etmektedir. Hızla artan nüfus, artan kullanım gereksinimleri, doğal dengeyi
bozabilen iklim değişiklikleri, küresel ısınma ve bilinçsiz kullanım gibi
birçok sebepten dolayı önümüzdeki on yıl içinde dünya nüfusunun %60’ının su
sıkıntısıyla karşı karşıya kalabileceği öngörülmektedir. 2025 yılında 2 milyara
yakın insanın su sıkıntısı çekeceği öngörülmüştür. Konuyu ülkemiz özelinde
değerlendirdiğimizde; ülkemizin, sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığı
hatta su fakiri bir ülke konumunda olduğunu biliyoruz. Ülkemizdeki nüfus artış
hızına göre çok yakın zamanda su kıtlığı çeken ülke konumuna gelebileceğiz.
Aras Nehri Havzası ülkemiz ve bölgemiz için elbette çok önemli bir konumdadır.
Sahip olunan bu havzanın etkin yönetimi, sudan en etkin şekilde yararlanılması,
zaman zaman meydana gelen su baskınları ve taşkınlardan insanlarımızın
korunması, sulak alanların korunması, içme suyunun etkin şekilde
değerlendirilmesi gerekmektedir. İyi planlama yaparak, Valiliklerimiz ve
Kurumlarımız arasında koordinasyon sağlayarak toplantılarımızı amacına
ulaştırılması çok önemlidir. Bu manada; hepimize büyük görev ve sorumluluk
düşmektedir.” şeklinde konuştu.
Öksüz
konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarım ve hayvancılığın yoğun bir şekilde
yürütüldüğü bölgemizde, içme ve kullanma suyu temin edilmesi ne kadar
önemliyse, su kaynaklarının kirletilmesini önlemek de en az onun kadar
önemlidir. Bu nedenle; suyumuzun ihtiyacımız kadar kullanmasının önemli olduğu
kadar, su kaynaklarımızın korunması için farkındalık yaratmamız da bir o kadar
önemlidir. Diğer yandan ülkemizin çeşitli yörelerinde olduğu gibi Kars ve
bölgemizin diğer illerinde de 2021 yılında birçok taşkın yaşanmıştır. Taşkın
tamamen önlenebilecek bir durum değildir ancak zararlarını en aza indirmek
elimizdedir. Bu nedenle taşkın öncesinde, taşkın esnasında ve taşkın sonrasında
neler yapılması gerektiği hakkında bilinçlendirme faaliyetleri yapılmalı, dere
yataklarına müdahale edilmemeli ve kirletilmemelidir. Bu hususta hepimizin,
ilgili tüm kurumların, hatta tüm vatandaşlarımıza büyük sorumluluk düşmektedir.
Etkin bir koordinasyon ve işbirliğiyle gereken çalışmaları yapmamız
gerekmektedir. Çok kıymetli kurul üyelerimizin etkin katılımı suretiyle, sorun,
darboğaz ve önerilerin tartışılması ve sonuçta alınacak kararların Havza
Yönetimi Merkez Kuruluna bildirilmesi farkındalık ve çözüm için zemin
oluşturacaktır.”
Toplantı
konuşmaların ardından sinevizyon gösterisi ve genel değerlendirme, talep ve
önerilerin ardından sona erdi.